2011 Genel Seçimleri Değerlendirmesi

12 Haziran 2011 sonuçları artık net olarak karşımızda. AKP % 50, CHP % 26, MHP % 13 oranında oy aldı. AKP 326, CHP 135, MHP 53 ve Bağımsızlar da 36 vekil çıkardı. Bu tablo AKP tarafından beklenen bir sonuçtu. Bir çok defa oy oranının % 50 civarında olduğunu söylemişlerdi. Buna karşılık muhalif, yani benim de içerisinde olduğum kesim bu sonuçları manipulasyon ve gerçek dışı olarak değerlendirdi. Akp’yi % 50 civarında gösteren anketler yandaş olarak nitelendirildi. Sonuç ise 2007 seçimlerinde olduğu gibi anketleri ve AKP’yi haklı çıkardı. Hatta yandaş olarak nitelendirilen anketlerde bile AKP % 50 olarak görülmüyordu. Onlar da bu orana şaşırmıştır sanırım..

Şimdi seçim konusunda kafalarda bazı soru işaretleri var. Bunlardan bir tanesi fazla basılan seçmen pusulaları. Seçmenlere sadece 1 tane pusula verileceği, yanlış yapsa da yenisinin verilmeyeceği söyleniyor. Peki bu 17 milyon oy pusulası neden basılıyor? Yedek deniliyor, tutanakla geri gönderiliyor diyor da neden var olduğu soru işareti..

Bir diğer soru işareti de artan seçmen sayısı. YSK’ya göre 2007’den 2011’e kadar seçmen sayısı 10 milyon kişi artmış. Lakin DİE’ye göre nüfus son iki yılda 1.9 milyon kişi artmış. Bu durum da adrese dayalı nüfus sayımı ile açıklanıyor ancak yine de tatmin edici bir cevap değil.

Bunun dışında seçim günü alınan üzerinde bağımsız adaya mühür basılmış oy pusulası yakalanan kadın, AKP’ye mühür basılmış oy pusulası ile yakalanan araba, polislerin seçim sandığına yaklaşmaması gerekirken bunu ihlal etmeleri, doğu’da bazı bölgelerde oy vermeye gelen vatandaşlara baskı uygulanması vs.. Yeni haberler de çıkacaktır. Denize atılmış, çöpten çıkan, yanmış oy pusulaları vs..

Neyse burada söylemek istediklerim bunlar değil aslında. Ortada her ne kadar bir kesim tarafından şaibeli olarak nitelendirilse de bir sonuç var. O da AKP’nin 2 seçmenden birinin oyunu aldığı gerçeği. Tabi ki AKP’nin en büyük oy potansiyeli kırsal kesimden. Daha önce yapılan tonlarca anketten de bilindiği gibi eğitim seviyesi düştükçe AKP’ye verilen oy oranı yükseliyor. Bu bir hakaret değil hakikattir. Her ne olursa olsun sonuca demokrasi adına saygı duymak gerekir. Muhalefetin de daha çok kırsala inmesi gerektiğini gösterir.

Bu seçimde AKP oylarını önceki seçime oranla %3 oranında artırmış olsa da son yapılan düzenlemeler çerçevesinde çıakrdığı milletvekili sayısı azalmıştır. CHP ise önceki seçime oranla oylarını %5 artırmış ve milletvekili sayısını 135’e çıkarmıştır. AKP’nin yeniden tek başına iktidar olacağı kaçınılmazdı ancak CHP’nin % 30’u bulacağını tahmin ediyordum, yanıldım. En şaşırtıcı nokta ise Kılıçdaroğlu’nun öncekilerin aksine doğuya gitmesine rağmen oralardaki oy oranının düşmesi..

Örneğin Hakkari’den CHP’ye 1000 oy çıkmış. Kılıçdaroğlu Hakkari’ye gittiğinde kalabalık bir miting düzenlemişti. Buna karşın AKP tarafı da oradakiler BDP’lilerdir demişti. Buna karşı çıkmıştı(k). Lakin sonuca baktığımızda önceki seçime oranla Hakkari’de %3 oy kaybeden bir CHP var. Kılıçdaroğlu’nun onca çabasına rağmen CHP’nin doğudaki oylarının düşmesi gerçekten anlaşılması zor bir sonuç. Tabi bu noktada CHP’yi eleştirirken AKP’nin doğu’da çok daha kötü bir yıkım yaşadığını söylemek gerekir. Hakkari’de % 17, Van’da % 13, Mardin’de % 12, Diyarbakır’da % 8, Bitlis’de % 8, Şırnak’da % 6 oy kaybetti AKP. Bu da yöre halkının kürt açılımını artık samimi bulmadığını gösteriyor sanırım. Yine bu bölgelerde bağımsız adaylar tam anlamıyla bir oy patlaması yaşadı. Bağımsız adaylar Hakkari’de % 80, Şırnak’da % 73, Diyarbakır’da % 62 Mardin’de % 61, Bitlis’de % 52, Van’da % 50 oranlarına ulaştılar.. Cumhuriyet Güç birliği’ni oluşturan bağımsız adaylar için ise bu seçim tam anlamıyla bir fiyasko oldu.. Tek milletvekili bile çıkaramadılar.

MHP ise kaset skandallarına rağmen baraj altında kalacak beklentilerine sıkıntı yaşamayarak cevap verdi. Yine bir miktar kayba uğradılar tabi.. AKP’nin yakaladığı % 50 oranında en büyük pay Demokrat Parti’nin. 2007 genel seçimlerinde % 5.5 oy alan DP seçmeni bu seçimde partisini terk edip AKP’ye gitmiş anlaşılan. Erdoğan’ın Adnan Menderes’e sahip çıkması sanırım bunda etkili oldu. 2007 seçimlerinde 5.5 alan DP bu seçimde adeta yok oldu ve 0.78’de kaldı. Aradaki fark da AKP’ye gitti. AKP’nin diğer oy çaldığı tabanlar MHP ve Saadet oldu. İki parti de % 1 düşüşle bir kısım seçmenini AKP’ye kaptırdı.

Açıkça ifade etmek gerekirse AKP’nin ülkede % 40 civarı bir potansiyeli mevcut. Büyük bir ekonomik kriz olmadığı sürece de bu poatansiyeli kaybetmeyeceklerdir. Hele de cemaati arkasına almış bir partiyi iktidardan düşürmek şu durumda gerçekten zor. Ancak merkez sağ oylarını geri alırsa düşebilir.. Sağ ve muhafazakar oylar uzun süredir AKP’de toplanıyordu bu seçimde de gelenek bozulmadı. Türkiye’de % 30 bile olmayan sol seçmenin de büyük kısmı merkez soldaki CHP’yi kalanı da bağımsız adayları tercih etti. Tabi ki CHP’yi tercih eden 11 milyon seçmenin tamamı CHP’li değil. AKP’ye karşı tepki oylarını da CHP topladı.

% 10 seçim barajı % 5 olsaydı ne değişirdi? Diğer partilerin oy oranlarına bakarak bir şey değişmezdi diyenleri daha analitik olmaya davet ediyorum. Öncelikle Saadet partisi, Demokrat parti, Has parti gibi partilerin oyları AKP’ye kaymazdı. Baraj kaygısı duyan seçmenler oylarını en yakın güçlü partiye veriyor yıllardır. AKP’ye tepki olarak CHP’ye verilen oylar da azalırdı diye düşünüyorum.

Şimdi ne olacak?

AKP anayasayı tek başına değiştirecek, referanduma götürecek bir çoğunluğa ulaşamadı lakin sadece 4 vekile ihtiyacı var. Diğer partilerden ayartılıp AKP saflarına çekilebilir. Bu yüzden AKP 330’u bulamadı diye sevinmek züğürt tesellisi bile değildir kanımca. Yeni CHP’nin seçimlere hazırlanması için yeterli zaman yoktu denilebilir. Çok iyimser bir bahane ama tabanı tarafından kabul görür. Akp’nin oy oranı % 40’lara düşseydi % 26 başarı olarak da değerlendirilebilirdi ancak % 50’yi alan AKP karşısında bu sonuç bence beklenen başarı değildir. Baykal CHP’sine göre haydi haydi başarılıdır tabi ki. Her ne olursa olsun CHP bu ülkede tek başına iktidar olabilecek bir çoğunluğa asla erişemeyecek. Önümüzdeki seçimlerde koalisyon ortağı olacaklarına ise kesin gözüyle bakıyorum (öngörü). MHP’nin aldığı % 13 payda CHP’lilerin yardımı var diye de bir dedikodu dolaşıyor. Bir kısım CHP seçmeni, baraj altında kalmasın diye oylarını MHP’ye vermiş deniliyor. Ne kadar doğru bilemem..

Gelelim Trabzon’a. Trabzonspor taraftarları o kadar yaygara çıkardı. Forma ile oy kullanacağız. Akp’yi sandığa gömeceğiz. Faruk Özak şöyle böyle, Erdoğan Bayraktar Galatasaraylı, R.T. Erdoğan Fenerbahçeli, şampiyonluğu bizden aldılar vs vs.. Sonuçta gördük ki bu taraftar stada gidip çekirdek çitleyen taraftarmış. Saman alevi gibi parlayıp iş icraata gelince kuzu olanmış.. Sonra efendim AKP mitingi için diğer illerden araçlarla insan taşındı demiştik. Taşındılar da yerleştiler mi şehre ne olduysa AKP % 60 oy aldı.. :)

Bağlayalım.. Demokrasinin kazandığı bir seçimdir. Kim nasıl yönetilmek istiyorsa (iyi ya da kötü) öyle yönetilir.. Hayırlısı olsun..

Şu yazılar da ilginizi çekebilir...

9 Yorum

  1. tugce dedi ki:

    secmen sayisi 10 milyon artmis nufus 1.9 milyon artmis demissin de, hesabin yanlis. nufus artisina sebep olan cocuklarin en buyugu 4 yasinda, haliyle onlarin secmen artisiyla bir alakasi yok. 18 yasini bu 4 yil suresince gecmis insanlarin vb. secmen sayisina etkisi var.

  2. OziloZ dedi ki:

    Seçmen sayısının sayım yöntemi sebebiyle artış gösterdiği söyleniyor. O 1.9 rakamının ironik bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Yoksa dediğin doğru..

  3. OmniA dedi ki:

    Seçim sonuçları, 22 Temmuzdakine benzer ölçüde şaşırtıcı olmadı. Kimse – İnan Kıraç hazretleri dışında- AKP’nin tek başına iktidar olamayacağını iddia etmiyordu zaten. Bakmayın siz, 3 partinin de -biraz pişkince- kendi başarısına vurgu yaptığına. Hepsinin de kendince bir hayal kırıklığı var, hem de önemsiz değil hiçbiri. Saymama gerek yok bunları. Lamı cimi yok, seçimlerden iktidar çıkamayan her parti başarısızdır. Yok “biz oy oranımızı, milletvekili sayımızı arttırdık”, yok “biz kurulan okyanus ötesi tüm kumpaslara rağmen yerimizi koruduk” demeleri -gerçek olsa bile- ancak kendi avuntularıdır, başarısızlığı, yani iktidarı ancak seyredişlerinin acziyetini örtemez. AKP ve Pensilvanya’nın derin üzüntüsü ise, MHP’nin baraj altında kalmayıp AKP’nin anayasayı değiştirecek güçten mahrum kalmasıdır. Şimdi başka kapılar aşındırılacak ve yoğun pazarlıklar dönecektir bu dönemeçte, iyi izleyin. Bağımsızlar (dolayısıyla Kürt siyaseti) kilit noktadadır bu aşamada. Herkes kendince bu pazarlıkta bir şeyler kazanmaya bakacaktır. Her kazanç bir kaybedişi sürükleyecek elbette.

    Yani bu seçimin salt kazananı veya kaybedeni yok.

    Gürsel Tekin dışında. :)

    http://siyaset.milliyet.com.tr/gursel-tekin-istifa-edecek-mi-/siyaset/siyasetdetay/13.06.2011/1401888/default.htm

  4. OmniA dedi ki:

    Hiç cevap vermemişsin ozim.. insan bi itiraz eder. Kaale mi almıyosun yoksa küseceğimden mi çekindin? :P

  5. OziloZ dedi ki:

    Hocam cevap verecek bir pozisyon bırakmamışsın ki :) Yine de biraz polyannacılığın kimseye zararı yok diye düşünüyorum. Kılıçdaroğlu beklenen başarıyı elde edememiştir, iktidar olamamıştır. Bunlar başarısızlık işaretleridir, doğru ancak kalıplaşmış “CHP” yi yıkmak kabul edersin ki zor. Ne yapsaydı diye sormak istiyorum. Ben başarısız oldum diyerek yine meydanı Deniz Baykallara , Önder Savlara mı bıraksaydı.. Bir de bu “başarılıyız” kelimesi siyasi bir jargondur kanımca. Kaçınılmaz bir beyanattır. :)

  6. fOCUS dedi ki:

    bu seçimin en büyük kazananı henüz yaşı yetmediği için seçimlere giremeyen emanullah gündüz adındaki bir garip oğlandır.
    asdfişlk
    http://www.erzurumflas.com/boyut.asp?resim=201920101112084327925.jpg&boyut=245

  7. OmniA dedi ki:

    Eğer CHP, başarısız olan Kılıçdaroğlu yerine sadece Baykal-Sav ikilisine muhtaçsa, bundan daha fena başarısızlık mı olur?

    O zaman bence CHP, Pamukoğlu’ndan örnek almalı.

  8. OmniA dedi ki:

    Chp’nin ‘yemin etmeme’ kararını nasıl yorumluyorsunuz?

Bir Cevap Yazın