Link Var Mı?
Blogspot erişime engellenmiş yine ortalık ayağa kalkmış. Blogumadokunma diye bir oluşum çabucak kurulmuş, insanlar bu oluşuma katılmış tepkilerini dile getiriyor. Haklılar, haklıyız. Çünkü hiç bir alakamız olmayan bir başka yayın yüzünden bizim yayınlarımız engelleniyor. Peki burada kim suçlu? Bu saçma sapan sonucun tarafları, bu duruma sebebiyet verenler kimler? Bakalım.
1. Digiturk Yönetimi: Digiturk yönetimi yaptığı açıklamada; daha önce söz konusu illegal maç yayını yapan blogların kapatılması için yer sağlayıcılara (blogspot için google) başvuruda bulunduklarını ama sonuç alamadıklarını, son çare olarak da mahkemeye başvurduklarını belirtti. İlgili açıklamalar burada ve burada. Şimdi oturduğum yerden bakınca digiturk’e pek suç bulamıyorum. Çünkü digiturk canlı olarak da yayınlanan ihalede hayvan yüküyle para ödeyerek lig maçlarını yayınlama hakkını satın aldı. Şimdi hiç bir emek sarfetmeden kıçı kırık bir blogun kâra ortak olmasına müsade etmemeleri gayet normal. Bu tip yayınları yok saymaları halinde insanlara decoder satışı yapamayacaklar ve sürekli zarar edecekler ve belki de ileride ihaleyi de alamayacaklar. Dikkatinizi çekerim ki burada digiturk’ün yayın kalitesi ile ilgili hiç bir değerlendirme yok. Ligtv sahibi olanlar berbat yayın kalitesini zaten tecrübe etmişlerdir. Neyse konu bu değil ama blogspot’un engellenmesinde digiturk’un hedef gösterilmesi büyük hatadır. Lakin blogumadokunma bildirisinde yazıldığı gibi “özel yetki anlaşmasının” blogspot için de yapılması gerekir. Şu ihtimali de gözardı etmemek gerekir. Blogspot binlerce blog’a yer sağlıyor ve yine onlarca yasa dışı ligtv yayını yapan blog var. Digiturk, tüm bunlarla tek tek uğraşmak yerine toptan bir çözüm olması için blogspot’u erişime kapattırmayı amaçlamış da olabilir.
2. Mahkemeler: Türkiye’deki mevcut bilişim yasaları gereği mahkemeler bu konuda eleştirilemez. Çünkü kanunlar neyi emrediyorsa onu yapmak zorundalar. (hatalıysam düzelt)
3. Yer sağlayıcılar: Yer sağlayıcılar, aslında en sorumlu taraflardan biri. İllegal içerik yayınlayan bir blogu kapatmayan blogspot, bir videoyu kaldırmayan vimeo sonuca da katlanmak zorunda. Peki soru şu. Zarar veren bir oluşumu engellemek sansür müdür? Örneğin çocuk pornosu yayımlayan bir blogun kapatılması için kaçımız tepki gösteririz? Yasa dışı içeriğin seviyesi, iğrençliği, ahlaki yönü önemli mi? Tutarlı olmak için her tür yasadışı içeriğe karşı olmamız gerekmez mi? Zor kararlar bunlar. Kişisel olarak illegal içeriğe karşı değilim ama bu değerlendirmeyi tarafsız olarak yapmak gerek. Hani meşhur bir söz vardır: “eğri oturup doğru konuşmak” diye. Aynen öyle. Yasa dışı içerik kullanıyor olabiliriz ama yasa dışı içeriği savunamayız. South Park’ın meşhur bir bölüm videosu var. “christian rock hard” adlı bölümde warez içerik kullanmanın ünlülere verdiği zararlar anlatılıyor. Tavsiye ederim. Lakin bu hakikat değildir. Sadece vicdanlarımızı rahatlatır.
4.Kanun koyucu: İşte bu durumun tam anlamıyla hatalı(!) sayılabilecek taraflarından biri (yumuşattım ama evimi aramasınlar?). Bu konuda yanlış olan şey ise mevcut hükümetin sansürcülükle suçlanması (bu ifade “hükümet sansürcü değildir” manasına gelmiyor). Blogspot’a erişimin engellenmesi hususunda hükümetin sorumluluğu şudur: Yıllardır bu tip yer sağlayıcı firmalara karşı hep aynı kararlarla karşılaşıyoruz, illegal bir yayın tespitinde tüm web sitesi engelleniyor. Bu durumu engellemek için hiç bir çaba sarfedilmiyor. Beş sene önce nasılsa sonuç şimdi de aynı. Doğrudan değil ama belki bu icraatsızlıktan sansürcü olduğunu düşünebiliriz. Yine de bu konuda doğrudan sansürcülük suçlaması doğru değil.
5. Blog yazarları: Blog yazarları bu konuda mağdur olan kesimi oluşturuyor. Hiç bir suçu olmamasına rağmen bloguna erişim engelleniyor. Gayet haklı olarak tepkisini dile getiriyor. Ancak bu tepki bir yerde haddini aşıyor ve iş sansürcülük suçlamasına varıyor. Bu durumun sansürle alakası yoktur. Çünkü amaç ne insanların sesini kısmak, ne muhalefet yapanı yok etmek, ne de kişileri baskı altında tutmaktır. Bu durum tamamen mevcut yasaların yetersizliği, tarafların anlaşmazlığı ve hükümetin bu konuyu çözmek için bir gayret göstermemesinden ibarettir.
Bu yazıda tutarsız yerler olabilir çünkü tam anlamıyla bir karmaşa hüküm sürüyor. Haklı ve haksız taraflar birbirine karışıyor, tepki gösteren kesimler yer değiştiriyor ve bilgi kirliliği ile amacından sapmalar oluyor. Şu kesin ki bu durum sansür odağına kayıp o yolda devam ederse hiç bir çözüme kavuşmayacaktır (daha öncekiler gibi). Tarafların bir araya gelerek kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Bu konuda da en büyük sorumluluk firmalara değil vatandaş ile devlete düşüyor.
Digiturk’ün tüm bunlarla uğraşmayarak topluca Blogspot’a engel koydurmak gibi bir lüksü olamaz. 321 milyon dolar ödeyerek ihalesini aldığı bir yayınla sağlayacağı kazancın korsan yayınlar yüzünden vereceği kaçakların peşine düşmek onun sorunudur, onun işidir. Digiturk’ün harcayacağı mesai bir çırpıda azalsın diye benim blogumu feda etmem kabul edilebilir bir şey değil.
Digiturk davayı açarken bunların olacağını hiç hesaplamamış gibi konuşuyor, bu çok büyük bir aldatmaca. Şahsen benim oturduğum yerden, kanundaki açığı doğrudan kullanan Digiturk’müş gibi görünüyor.
Digiturk yönetiminin açıklamasında bunun için google’a defalarca başvurduğunu ancak geri dönüş olmadığını söylüyor. Ne kadar doğru bilemem ama google bir açıklama (yalanlama) yapmadığı sürece digiturk haklı olan taraf olarak görünecektir.(tamamen kapattırmayı kast etmiyorum)
Digitürk’ün kendi hakkını korumak için benim hakkımı gaspetmeye hakkı var mı? Evet yasa Digitürk’e bu hakkı vermiş olabilir, ama korsan yayın yapana yaptırımda bulunmak yerine binlerce blogger’ı mağdur etmek ne kadar mantıklı?
Bu kişiler haftaya başka siteler üzerinden yayınlarına devam etmeyecekler mi? Linkler wordpress, twitter, facebook üzerinden verilince bu siteler de mi kapatılacak.
Bir gazete telif hakkı ihlali yapsa bütün gazeteleri toplatacak mıyız mesela?
Digiturk’un avukatıymışım gibi hissettim kendimi. Söylediğin şeyler tamamen doğru. Digiturk’un hakkımızı gasp etmeye hakkı yok. Sitelerin bu şekilde kapanması gayet anti demokratik bir uygulama ama bir durup düşününce suçu tamamen digiturk’de aramamız doğru mu? Google yönetiminin bu konuda tek bir açıklama yapmaması, digiturk yönetiminin ise -her ne kadar sonucu biliyor olsalar da- “tüm blogların kapatılmasını istemeyiz” şeklinde açıklama yapması, devletin olayı yokmuş gibi duymazlıktan gelmesi.. Tüm bunları birleştirdiğimizde ben en az suçu digiturk’de buluyorum.